ULUSAL TEKNOLOJİ GİRİŞİMCİLİĞİ STRATEJİSİ EYLEM PLANI DEĞERLENDİRMESİ
27 Ekim 2022 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 2022/17 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi kapsamında yüksek katma değerli ve kritik teknolojik ürünlerin yerli ve milli imkanlarla geliştirilmesi ve üretilmesi için hazırlanan “Ulusal Teknoloji Girişimciliği Stratejisi” kapsamında ülkemizde yer alan ve alacak teknoloji üreten startupların kamu kurum ve kuruluşlarından destekleriyle Türkiye’nin ekonomisine katkıda bulunulması hedeflenmiştir. Strateji Belgesi ve Eylem Planı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın sitesinde yayınlanmıştır. Bu yazımız vesilesiyle Strateji Belgesi’nde planlanan çalışmaları irdelemek ve Strateji Planı’na görüş ve eleştirilerimizle katkı sağlamayı planlamaktayız.
Giriş
Bakanlık, strateji belgesinde girişimcilik dünyasında yabancı terimlerin (startup, scaleup) doğal akışını bozmaksızın Türk teknoloji girişimlerine “Teknogirişim” olarak tanımlanmıştır. Strateji ile beraber, kültür alt yapısı, nitelikli beşeri sermayesi ve girişim dostu pazar olanakları gibi başlıklarda belli olgunluğa ulaşmış teknoloji ortamını, kurumsal destekler ve altyapı, erişilebilir finansman ve fırsat sağlayıcı politika araçları gibi unsurlarla geliştirerek “lider bir teknoloji girişimciliği ekosistemi” oluşturmak amaçlanmıştır.
Stratejinin paylaşıldığı raporda, dünyadaki teknoloji girişimleri üreten ülkeler üzerinden örnekler verilmiştir. Şüphesiz en başarılı olarak Silikon Vadisi ile beraber Amerika Birleşik Devletleri (diğer eyaletleri dahil olmak üzere), Güney Kore, Estonya ve Şili gibi ülkelerdeki teknoloji girişimi üreten ülkeler üzerinde detaylı olarak durulmuş ve bu ülkelerde kamunun destekleyici yönünün ön plana çıktığı vurgulanmıştır.
Türkiye’nin Avrupa ve MENA bölgesinde en çok yatırım alan ülkelerde olduğu belirtilerek Startups Watch’ın 2021 tarihli verilerine göre toplam 294 yatırım turunda 1.6 milyar Dolar yatırım alındığı ve 2022 yılının ilk yarısında dahi toplam 1.4 milyar Dolarlık yatırım alındığı belirtilmiştir. Türkiye’de yatırım alan sektörlerin başında tabii ki de oyun sektörü geldiği, 2020 yılında ilk Turcorn’un (Türkiye’den çıkan Unicorn) çıktığı belirtilmiştir. Oyun sektöründen sonra Türkiye’den çıkan startupların yapay zeka, sağlık, fintek, SaaS uygulamaları ve siber güvenlik alanlarında da başarılı oldukları ve bu başarı doğrultusunda küresel pazara açılabildiğini de Strateji belgesinde vurgulanmıştır.
Türkiye’de teknoloji girişimciliği, ekosistemi oluşturan unsurların varlığı bakımından büyük boşluklar barındırmasa da nitelik ve derinlik bakımından henüz arzu edilen konumda olmadığını, uluslararası kıyaslamalar ile on dört başlıkta Türkiye’nin konumunun tespit edilmiştir. Bu başlıklar sırasıyla; fırsat algısı, girişim becerileri, risk alma, iş birliği ağları, kültürel destekler, fırsat girişimi, teknoloji özümseme, beşeri sermaye, rekabet, ürün yeniliği, süreç yeniliği, yüksek büyüme, uluslararasılaştırma ve girişim sermayesidir.
2025 yılına kadar Bakanlığın hedefleri şunlardır; beş bin melek yatırımcıya ulaşmak, kitle fonlama hacminin 2.5 milyar TL büyüklüğe ulaşması, Dünyanın en gelişmiş ilk 20 ekosistemi arasında yer almak, ekosisteme 5 milyar TL kamu desteği sağlamak, yıılık 2.5 milyar Dolar girişim sermaye yatırımına ulaşılması ile beraber Türkiye’den 15 Turcorn ve 5 Decacorn çıkartılmasıdır. 2030 yılına kadar hedefler ise şöyledir: Dünyanın en gelişmiş ilk 10 girişimcilik ekosisteminden biri olmak, İstanbul’u girişimcilikte dünyanın ilk 20 merkezinden biri haline getirmek ve 100 bin teknogirişime ulaşılması hedeflenmektedir.
Teknogirişim Stratejisi olarak belirlenen 30 strateji planını biz aşağıda beş başlık altında inceleyeceğiz. Bu başlıklar girişimciliğe finansman desteği, girişimcilik eğitimleri, toplumu girişimciliğe karşı farkındalık oluşturma ve bilinçlendirme çalışmaları, Bakanlığın destekleri ve mevzuat düzenlemeleri özelinde dijital şirket hususunda durulacaktır.
Girişimciliğe Finansman Desteği
Finansman desteğine yönelik tarafımızca yapılan tasnif doğrultusunda yedi strateji bulunmaktadır. Bu stratejilerin başlıkları şöyledir: Girişim Sermayesi uygulamalarının teşvik edilmesi, geleneksel sermayenin girişim sermayesi fonlarına katılımı, küresel girişim sermayesi fon havuzundan daha fazla fon için tanıtım, girişim sermayesi fonu gelişiminde kamu destek bulutu, finansmana erişimin kolaylaştırılması, melek yatırımcılık ve kitle fonlamasıdır.
Girişim sermayesi uygulamalarının teşvik edilmesi ile amaçlanan ülkemizde halihazırda uygulanan girişim sermayesi fonları ve yatırımlara dair süreçlerin hızlandırılması ve mevzuat kolaylığı sağlanması amaçlanmaktadır. Bu doğrultuda nitelikli bireysel yatırımcının girişim sermaye fonlarına katılımının teşvik edilmesi ve bu hususta yönlendirme çalışmaları Bakanlık tarafından yapılacaktır. Uluslararası fonlar incelenerek fon yönetim süreçlerine dair iyileştirmelerde bulunulacağı ve bireysel emeklilik fonlarında biriken kaynağın Teknogirişimlere yatırım sağlanacağı vurgulanmıştır.
Geleneksel sermayenin girişim sermayesi fonlarına katılımını Bakanlık kurumsal ve aile şirketlerinin girişim sermayesi fonlarına kaynak oluşturmasında ve fon sayısını arttırmasında katkıda bulunarak aynı zamanda iş tecrübesi ile know how bilgilerinin paylaşımı ile startup ekosisteminin hacmini büyütmeyi planlamaktadır.
Küresel GSF havuzundan daha fazla pay almak için tanıtımda ise Bakanlık yurt dışında yaşayan vatandaşların teknogirişim ekosistemi ile etkileşimi arttırmayı, yatırımcılık ve mentorlük gibi alanlarda destek almayı ve küresel alanda tanıtım etkinlikleri, zirveler düzenleyeceğini belirtmiştir.
GSF gelişiminde kamu destek bulutu kapsamında Bakanlık, 2025 yılına kadar 3 milyar TL’lik bir fonu, fonların fonu olması amacıyla ekosisteme sunacaktır. Bununla beraber Türkiye’de yer alan fon havuzunun hem sayı bakımından hem de hacim bakımından artması beklenmektedir. Bu fona erişimin ise kolay erişilebilir bir mekanizma ile ekosisteminin ihtiyacını karşılanacağı düşünülmektedir. Ayrıca kamu fonların fonu mekanizması ile çeşitli gelişim alanları özelinde girişim sermayesi fonları kurulması da amaçlanmaktadır.
Finansmana erişimin kolaylaştırılmasında ise, klasik bankacılık sistemi içinde finansman elde etmeye çalışan girişimciler için kredi garanti mekanizması sistemi güçlendirilecektir. Ayrıca fikir aşamasındaki girişimler için hisseye dönüştürülebilir finansman araçlarının kullanımın yaygınlaştırılması hususunda çalışma yapılacağı belirtilerek bu konuda mevzuat çalışması ve iyileştirilmesi yapılacaktır.
Melek yatırımcılık ise Türkiye’de bireysel katılım sermayesi olarak adlandırılmaktadır. Mevzuatımızda uzun yıllardan bu yana bulunsa da Melek Yatırımcılık, uluslararası çapta geniş bir hacme sahip olamamıştır. Bu nedenle çeşitli çalışmalar yapılacağını duyuran Bakanlık; melek yatırımcı belgelendirmesinin kendisinin yürüteceğini, çeşitli vergi kalemlerinde çalışma yapılacağını, melek yatırımcıların ekosistem içerisinde sadece yatırımcı olarak değil mentor olarak yer almasını teşvik edeveğini belirtmiştir.
Kitle fonlaması ise özellikle paya adyalı kitle fonlaması mevzuat olarak ülkemizde yeni altyapı kazanmış bir finansman yöntemidir. Kitle fonlamasının yeni fikirleri tetikleyici unsuru göz önünde bulundurularak fikir aşamasındaki girişimler için kitle fonlamasının teşviki sağlanacaktır. Teknolojinin toplumsal fayda ile kesiştiği noktalarda değer içeren, ancak finansman sağlamakta zorlanan teknoloji girişimlerinin faaliyetleri için kitle fonlaması yoluyla kaynak geliştirmeyi hedefleyen SocialUp Programı hayata geçirilecektir.
Girişimcilik Eğitimleri
Liseli ve Yüksek Öğrenimde çeşitli eğitim programları ile girişimcilik konularında gençlerin bilgilendirilmesi sağlanarak bu alana yönelmeleri teşvik edilecektir. Bu doğrultuda MEB ve Üniversiteler ile ortak çalışmalar yürütülecek, çalışmalar doğrultusunda teknopark şirketlerinde staj ve benzeri imkanlar sağlanarak girişimcilik tecrübesi paylaştırılacaktır.
Hayat boyu girişimcilik ile de profesyonel iş hayatında yer alan kimselerin girişimci olması için profesyonel kariyerlerinde ücretsiz izin alma imkanı getirilerek, bu kimselerin katma değerli teknolojik girişim kurması ya da var olan bir girişime dahil olarak know-how ile katkı sağlaması planlanmaktadır. Ayrıca ekosistemdeki farklı hedef kitlelere özelleştirilmiş, nitelikli eğitim ve danışmanlık hizmeti ile ulusal ve küresel platformlardan da istifade ederek zengin bir çevrimiçi eğitim içerik havuzu oluşturacak ve hedef kitleye özel paketler ile ücretsiz erişim imkânı sunulacaktır.
Kadınların girişimci olması teşvik edilerek bir inisiyatif kurulması ve bu inisiyatif içerisinde iş kadınlarının yer aldığı çeşitli programlar başlatılacaktır. Bu programla İnisiyatif ile iş kadınları arasında etkileşim artarak çeşitli işbirlikleri oluşturulabilir.
Toplumsal Farkındalık ve Bilinçlendirme Çalışmaları
Toplumda teknoloji girişimciliğini önemseyen ve teşvik eden bir kültürün inşa edilebilmesi için, birincil hedef grupların yanında kitlesel bir bilinç oluşturulmasına ihtiyaç bulunmaktadır. Bu sebep ile girişimciliğin topluma tanıtılması gerekmektedir. Bu doğrultuda Bakanlık, kitle iletişim araçları ile toplumun geniş bir kesimine ulaşmaya çalışacak, başarılı girişim hikayelerine yer verdiği Milli Teknoloji Sahnesi’ni hayata geçirecek ve Milli Teknoloji ve Teknogirişim Ödülleri düzenlenecektir.
Sınırların ötesinde girişimcilik faaliyetleri ile Türkiye’de eğitim gören yabancı öğrencilerin girişim ekosistemine dahil edilerek uluslararasılaşmayı sağlanabileceği ve ayrıca eğitimini Türkiye’de tamamlayan yabancının üreteceği katma değerli teknoloji girişimi ile ülke ekonomisine kazanç sağlayabilir.
Girişimcilik olimpiyatları, gençler arasında girişimciliğin heyecan verici bir kavram olarak yaygınlaşması için, yarışmaların gücünden faydalanarak girişimciliği ilgi çekici hale getirmek hedeflenmektedir.
Destekler
Teknogirişim rozeti, ülkeye yüksek katma değerli iş üreten girişimlere verilecektir. Bu rozet ile beraber firmalar devlet destek ve teşviklerinden yararlanma noktasında çeşitli kolaylıklar ve ayrıcalıklar sunulacaktır.
Çözüm ortağı bir kamu ajansı olarak Teknogirişim Ofisi kurulacağı belirtilmiştir. Bu Ofis, farklı girişim aşamaları için hibe destekleri, kredi garantörlüğü, mentorluk hizmeti, etkinlik destekleri, altyapı ve ara yüz destekleri gibi konularda tek durak olarak Bakanlık tarafından yapılandırılacaktır. Ofisin görev tanımında, ekosistemin gelişimini desteklemek için tanıtım, etkinlik vb. faaliyetlerin yürütülmesi ve desteklenmesi de yer alacağı da belirtilmiştir.
Kamu alımları hususunda Teknogirişimlerin önünde rekabet dezavantajının önlenmesi ile beraber kamunun ihtiyacını yerli girişimcilerden sağlanması düşünülmektedir. Teknoloji trendlerini takip eden, yeni teknoloji alanlarında yerli üreticilerin yetkinliklerini tespit eden; bu bilgiler ışığında, kamu kurumları ve özel sektör tedarikçilerinin teknolojik ürün ve hizmet satın alımına yönelik danışmanlık hizmeti verebilecek teknoloji danışmanlığı mekanizması belirtilmiştir.
İstanbul’u girişim ekosisteminin merkezlerinden biri haline getirmek için İstanbul Girişim Merkezi kurularak küresel ekosistemler ile entegre olması sağlanılacaktır.
Yeni Turkcornların olması adına Turkcorn 100 isimli özel bir program Bakanlık tarafından hayata geçirilecektir. Bu program kapsamında, Turcorn olma potansiyeli taşıyan belirli sayıda girişime, kısa süre içinde ölçeklenmeleri ve küresel iddialarını gerçekleştirebilmeleri için ihtiyaçlarına özel destekler sağlanılacaktır.
Bilimsel bilgi ve Ar-Ge’ye dayalı, derin teknolojili ürün/hizmetleri geliştiren girişimler, COVID 19 salgını döneminde de görüldüğü üzere, ekonomiler ve insanlık için daha fazla değer yaratma potansiyeline sahiptir. Bu doğrultuda Bakanlık derin teknoloji girişimlerine yatırım yapmayı planlamaktadır. Derin teknoloji girişimciliğinde akademinin önemli bir rolü ve potansiyeli söz konusudur. Daha fazla akademisyenin Ar-Ge çıktılarını ürünleştirmesine ve ticarileştirmesine olanak sağlamak üzere, mevcut teknoloji transfer mekanizmaları güçlendirilecek, derin teknoloji alanındaki patentlerin ticarileştirilmesine yönelik önlemler alınacaktır. Gelecek vadeden nitelikli girişimler Bakanlıkça tespit edilerek Turkcorn 100 programına dahil edilecektir.
Yeşil ekonomiye yön veren ve sosyal fayda gözeten teknogirişimler hakkında ise yeşil dönüşümün de başladığı şu dönemde bu alanda çalışmaların yapılacağını, sosyal faydanın gözetildiği projelerde ise sürdürülebilir gelir modeli ile hareket edilmesi yönünde çalışmalar yapıldığı belirtilmiştir.
Girişimlerin ve girişimcilerin en zor dönemini geçirdiği fikir aşaması sırasında Bakanlık destek vereceğini belirtmiştir. Bu destek kapsamında fikrini hayata geçirmek isteyen girişimci adaylarını cesaretlendirmek ve ihtiyaç duyacakları ilk sermayeyi sağlamak amacıyla Yenilik Çeki uygulaması hayata geçirilecektir. Yenilik çekleri, şirket kurulması gibi zorunluluklar olmadan, başvuru ve değerlendirme süreçlerinin minimize edildiği kolay ve erişilebilir bir yöntemle dağıtılacaktır. Girişimci adaylarının istifade edebilecekleri prototip laboratuvarlarının, ortak kullanım altyapılarının ulusal çapta envanteri çıkartılacak ve mevcut altyapının erişilebilirliği artırılacaktır.
Alanlara özel kümelenme ve hızlandırma mekanizmaları, yani kuluçka merkezlerinin, sayılarının arttırılarak belirli alanlara özgülenmesi amaçlanmaktadır. Örneğin, İstanbul Finans Merkezi bünyesinde Finans ve Teknoloji Üssü kurulacak ve fintek girişimleri bu kapsamda kümelendirilecektir.
Teknoparkların girişimcilik ekosisteminin ihtiyaçlarını özümsemesi ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda süreçlerinde iyileştirmelere gitmesi daha fazla Teknogirişim’in teknoparkların altyapısından yararlanmasına imkan sağlayacak ve girişimcilik ekosisteminin gelişmesinde önemli bir itici güç olarak görülen teknoparkların yönetici şirketleri daha etkin rol alacaktır. Teknopark teşviklerinde Ar-Ge projelerinin yanında, yenilik faaliyetlerinin devamı, ticarileşme performansı, yatırım alma gibi kriterlerin de dikkate alınmasına yönelik düzenleme yapılacaktır.
Bölgesel kalkınma ile girişimciliğin desteklenmesi sağlanarak kalkınma ajansları ve yerel aktörler vasıtasıyla ulusal çapta girişim kuran bir ülke haline gelinmesi hedeflenerek bu doğrultuda bölgesel stratejiler planlanmaktadır.
Uluslararası stratejik işbirlikleri kurularak, uluslararası girişim ekosistemine de entegre olunması planlanmaktadır. Bu plan doğrultusunda teknoloji alanında kritik uzmanlıklara sahip yetenekler ile yenilikçi iş modelleri ve derin teknolojiye dayalı girişimi olan girişimcilere özel vize uygulaması, TEKNOVISA Programı hayata geçirilecektir. “Stratejik İttifak” kurulacak ülkeler özelinde ise, karşılıklı serbest dolaşım imkanlarının oluşturulmasına yönelik adımlar atılacaktır. Ayrıca yurtdışındaki fon havuzlarından da Türk girişimcilerin faydalanması amaçlanmaktadır.
Çözüm ortağı olması adına yurt dışı misyonunda teknoloji hususunda uzman “Teknoloji Ataşeleri” istihdam edilmesi planlanmaktadır. Teknoloji Ataşeleri, teknoloji ekosistemimizin ilgili şehir ve ülkedeki temsilcisi ve çözüm ortağı olarak sorumluluk üstleneceklerdir.
Teknoloji Pazar yerlerinde etkinlik ile, yurt dışındaki firmalara online ürün ve hizmet ihracı hususunda oyun sektöründe yakalanan uygulama pazarlarında yüksek satış potansiyeli gibi azami ölçüde değerlendirebilmesi amaçlanmaktadır. Bu doğrultuda Odak teknoloji alanlarında, ekosistemin Türk teknoloji tedarikçileri hakkında bilgiye oluşmak isteyenlerin ilk adresi olacak, Teknogirişim’lerin tanıtımı için bir platform görevi görecek, ticari iş birliklerinin tesisi için bir eşleştirme fonksiyonu üstelenecek, ekosistem içinde etkileşimin artırılması için etkinliklerin bünyesinde yürütüleceği Teknogirişim Platformu hayata geçirilecektir.
Yeni Nesil Şirket: Dijital Şirket
Başlık kapsamında dijital şirket üzerinde durulacak olsa da mevzuat düzenlemeleri stratejisi de oldukça önemlidir. Zira Bakanlık mevcut mevzuat gereğince startupların dinamiklerinin dikkate alınarak, ihtiyaçlarını karşılayan bir mevzuatın olması gerektiğini belirtmiştir. Bununla beraber girişimler için öngörülebilirliğin sağlanması ve adil rekabet üzerinde durulmuştur. Teknoloji girişimcisinin mevzuat ile karşılaştığı zorluk azaltılarak bu durumun risk unsuru olarak haline gelmemesi sağlanması için kılavuz dökümanlar hazırlanacaktır.
Altıntaş Hukuk & Danışmanlık olarak, Şirketler Hukuku alanında danışmanlık veren bir hukuk ofisi olarak, bizleri en çok heyecanlandıran bir husus ise, dijital şirkettir. Çağımızın dijital dönüşüm yaşadığı ve bu doğrultuda değer yargılarımızın bile değiştiği bir dönemde şirketlerin bu dönüşüm sürecinden nasıl etkileneceğini daha önceki çalışmalarımızda da değerlendirmiştik. (Ahkam Hukuk Dergisi) Bu doğrultuda MERSİS üzerinden şirket kurulumu hususunun oldukça kolaylaştırıldığı bu dönemde Bakanlık; teknoloji ve yenilik tabanlı faaliyet yürüten girişimler için özel olarak, kuruluş ve tasfiye prosedürleri hafifletilen, vergi uygulamalarında özel istisnalar sağlanan, bu sayede daha fazla Türk girişiminin kurulmasını teşvik eden; aynı zamanda yurtdışından başarılı girişimlerin ülkemiz ekosistemine çekilmesini kolaylaştıran mevcut şirket türlerinin dijital ortamda hayat bulmasını sağlayacak bir dijital şirket uygulaması hayata geçirmeye hazırlanmaktadır.
Sonuç
Yazımızda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın yayınladığı Ulusal Teknoloji Girişimciliği Stratejisi kapsamında kısa bir özette bulunduk. Çalışmamızın ana gayesi olan işbu stratejiye dair görüşlerimizi ve eleştirilerimizi ise bu bölümde sunacağız.
Girişimcilik, gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerini üst sıralara çıkarmak ve dışarıdan ülkeye yatırımcı çekmek için önemli alanlardan biri haline gelmiştir. Bu doğrultuda ABD, Estonya gibi mevzuat kolaylığı sağlamış ve kamunun da bu alanı özellikle desteklemesi ile oluşturulacak girişim sahalarının ülke ekonomilerine katkıları görülmektedir. Bu doğrultuda Türkiye’nin de bu alanda atılım yapması ve bu atılımı da yazıya konu Strateji ile yapması gayet makul görülmektedir. Hatta Bakanlığın hazırladığı belgede girişimlere yer verilmesi ve onlara özel mevzuat kolaylığı sağlanacağı belirtilmesi oldukça heyecan vericidir. Zira birçok girişim mevzuatın yasak koyduğu ya da mevzuat ile iş modelinin uygulanmasının zor durumlarda kaldığı için kapatılmış ya da istenilen değerlemeye ulaşamamıştır. Ancak Strateji’den anladığımız üzere temel olarak mevzuata aykırılık olmaması halinde, girişimcilere kolaylık sağlanacaktır. Fakat bir hukukçu olarak, hukukun belirlilik ilkesi nazarından bakıldığında “kolaylık” ifadesi ile ne kastedildiği tam anlaşılmamaktadır. Elbette belirtilen hususlarda ayrıca çalışma yapılarak detayları sonradan açıklanacaktır.
Daha öncesinde mevzuatımızda hiç olmayan bir konu ise Dijital Şirket. Bu hususta da fazla bilgi verilmemiştir. Mevcut şirket türlerinin dijital ortamda hayat bulmasını sağlamaktan bahsedilmiştir. Özellikle Şirketler Hukuku alanında Müvekkilerine hizmet veren bir Hukuk Ofisi olarak bu durum bizleri heyecanlandırdı. Şirketlere dair birçok işlem MERSİS üzerinden yapılabilmektedir. MERSİS üzerinden şirket kurulumu gerçekleştirilse de şu aşamada tescil sürecine dair işlemler için ticaret sicil müdürlüklerine gidilmektedir. MERSİS öncesinde var olan noter ve benzeri yerlere gidilerek imza beyanlarının verilmesi işlemi de şu an ticaret sicil müdürlükleri tarafından sağlanmaktadır. Var olan bu durumla şirket kurulum sürecini uzatan etkenleri ortadan kaldırmış olsa dahi hâlâ tamamen dijital ortamda bir şirket kurulumu tam olarak mümkün değildir.
Strateji’de dijital şirket başlığında bahsedilenle tamamen dijital ortamda bir şirket kurulumu mu yoksa Anonim, Limited şirket türlerine ilave olarak yeni bir türün oluşturulacağı mı olduğu hususu muamma olarak kalmaktadır. Şayet yeni bir tür olarak “Sanal Şirket” türünün var olabilmesi de Türk Ticaret Kanunu’nda yeni bir düzenlemeyi gerektirecektir. Bu durum da Şirketler Hukuku açısından bir devrim niteliğinde olacaktır.
Konu ile ilgili olarak Estonya, Birleşik Arap Emirlikleri ve Portekiz gibi ülkelerin uygulamaları incelenerek burada online olarak şirket kurma yöntemleri de dijital şirketin kapsamına alınabilir. Estonya’da var olan sistem ile tamamen dijital ortamda oluşturduğunuz e-resident yani elektronik ikamet ile tarafınıza sağlanan elektronik imza sertifikası ile Estonya’ya gitmeden ya da ilave olarak vekalet ilişkisine gerek kalmaksızın şirket kurulumu mümkündür.
Birleşik Arap Emirlikleri’nde ise Basher sistemi ile şirket kurulumu mümkün hale gelebilmektedir. Hatta BAE’nin duyurduğu üzere 15 dakika içerisinde işinizi kurabilirsiniz. Fakat Bashar sisteminin Körfez İşbirliği Konseyi ülkeleri vatandaşlarının ve BAE vatandaşlarının kullanımının daha kolay olduğu, yabancıların Bashar sistemini kullanımında çeşitli zorluklar ile karşılaştığı da bir gerçektir. Bu zorlukları yine BAE tarafından hazırlanan uygulamalar ile bir nebze de olsa aşılabilir hale gelmektedir. Ancak BAE kanunları gereği şirket kurulumu esnasında şirketin ortağı olarak bir BAE vatandaşının kefil olması da yabancı yatırımcıların istemediği biri ile ortak olmasına neden olmaktadır.
Portekiz’in ise e-Portugal sistemi ile şirket kurulumu mümkündür. Sisteme giriş yapabilmek için bireyin vergi kimlik numarası ve sosyal güvenlik numarasına sahip olma gerekliliği ise bu husustaki en büyük zorluklardan biridir. Ancak bu zorlukların aşılması halinde ülkemizdeki e-devlet sistemine benzer bir yol ile de şirket kurabilmek mümkündür.
Üç ülkeden verdiğimiz örnekler ile Türkiye’de kurulması planlanan dijital şirketler hususundaki tavsiyemiz ise şöyle olabilir. Halihazırda birçok işlemi e-devlet üzerinden sağlayabilmekteyiz. Bu kapsamda bazı gelişmiş ülkelerin dahi önündeyiz. MERSİS sistemine ilave olarak ya da içerisinde oluşturulacak bir program ile herhangi bir ülke vatandaşının Türkiye’ye gelmeksizin ülkesinden şirket kurabilmesini mümkün hale getirmek en makul tercihlerden olacaktır. Bunu sağlar iken Dışişleri Bakanlığı ile işbirliği yapılarak dijital şirket kurmak isteyen yabancının konsolosluklarımıza başvuru yapılarak adına elektronik imza sertifikası düzenlenebilir. Bu sertifika ile sonrasında e-devlete ya da dijital şirket kurulumu ile ilgili siteye girişi sağlandıktan sonra imzalar güvenli bir şekilde Türkiye tarafından sağlanan elektronik imza sertifikası ile atıldıktan sonra şirket kuruluş başvurusu alınmış olur. Başvurular Ticaret Bakanlığı’nın bu hususta yetkilendireceği birim tarafından kontrol edilerek herhangi bir eksiği olmaması halinde tescil edilecektir.
Şayet dijital şirketin bir şirket türü olarak kurulacak olması halinde Türk Ticaret Kanunu içerisinde mi değişiklik yapılması gerekiyor, yoksa ayrı bir müstakil kanun olarak mı oluşturulması gerekiyor sorusu da öncelikli olarak cevaplanmalıdır. Bu cevap akabinde müstakil kanun ile şirket türü oluşturulacaksa da bu şirket yapısının nasıl olacağı, ortakları, ortaklık yapısının kurgusu, sorumluluklarının belirlenmesi gibi hususların ayrıca çalışılması gerekmektedir. Dünyada sanal şirkete dair herhangi bir örnek olmaması sebebiyle bu hususta da bir ilk oluşturulabilir. Her ilk kuruluşun zorlukları olacağı gibi örnek teşkil etmesi sebebiyle de öncülüğü de olacaktır. Bu öncülük, aynı zamanda tercih edilebilirliği de arttıracaktır.
Ticaret hayatında çok önemli bir yer tutan Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nin yeşil dönüşüm perspektifi altında tamamen dijital hale geldiği bir dönemde, yeşil dönüşüme en büyük katkıyı yine dijital ortamda kurulacak şirketler sağlayacaktır. Zira evrakların fiziki teslimi gerektiği takdirde her halükarda kağıt üzerine materyallerin yeşil dönüşümü olumsuz etkileyecektir. Gelişen teknoloji ile beraber bulut sistemleri ya da blok zincir teknolojisi ile evrak/belgelerin güvenli olarak saklanabilmesi artık mümkün hale gelmektedir. Türkiye olarak bu hususta da çalışma yapılması, diğer devletlere de örnek teşkil edeceğinizi düşünmekteyiz.
Teknovisa Programı ise, yabancı girişimcilere özel olarak sağlanacak bir girişimci vizesidir. Bu durum ile beraber girişimci olarak Türkiye’de mukim kalmak isteyen bir yabancının farklı bir sebep sunmaksızın vize alabilmesi oldukça önemlidir. Zira yabancı girişimci Türkiye’ye geldiğinde mukim olup olamama hususunda sorun yaşamayacaktır.
Finansman hususunda ise oldukça geniş bir yelpaze sunulacağı ve fonlar özelinde çalışma yapılacağı düşünülmektedir. Kitlesel fonlamanın ülkemizde yeni yeni değer ve güven kazandığı zamanlarda, ikincil piyasaların oluşması ile katılımın da artması muhtemeldir. Zira yeni yatırımcıların herhangi bir girişime ulaşılabildiği, soru sorabildiği bir fonlama platformu haline gelen kitlesel fonlama, artık toplumda da yeni bir finansman aracı değerlendirilecektir.
Ebeveynlere yönelik bir eğitim ve bilinçlendirme çalışması yapılması gerekliliği stratejide belirtilmiştir. Fakat toplum olarak, sabit gelir, memur olma ve benzeri gibi eğilim sağlayan ebeveynlerin çocuklarının fikirleri belki bir Turkcorn’a ulaşabilecek iken, ebeveyn baskısı nedeniyle çocuk girişimcilikten uzaklaşabilir ya da hevesi kaybolabilir. Bu husus da stratejiler içerisinde yer almamaktadır. Ancak Bakanlık tarafından sonradan ya da çalışmalar ile beraber bu durum göz önünde bulundurularak ilave edilmesini gerektiği kanaatindeyiz.
Startupların ya da girişimlerin geleneksel şirketlere nazaran daha hızlı ve efektif çözümler sunması ve hızlı ivme yakalayarak potansiyel değerlemelerine ulaşma hızı göz önüne alındığında gelişmekte olan bizim gibi ülkelerde oldukça dikkat çekmektedir. Sadece gelişmekte olan değil, aynı zamanda gelişmiş ülkelerde de girişim ve girişimcilere sağlanan imkanlar potansiyel değerlemeleri ulaşma hızını arttırmakta ve değerlemelerde stabil kalabilmesini sağlamaktadır. Böylelikle sadece ülke içerisinde ekonomiye yabancı yatırımcı sağlaması dahi önemli bir noktada iken aynı zamanda uluslararasılaşmayı da sağlamaktadır.
Devlet olarak bu hususta gerçeklikleri göz önüne alarak çalışma yapılması ve nerede, ne yapılması gerektiği hususlarda da önemli tespitlerle strateji oluşturulması günümüz gerçekliğine oldukça uygundur. Ekonomik anlamda da yeni bir model olması sebebiyle maddi anlamda sağlayacağı yatırım imkanları ülke ekonomisine olumlu katkıları olacağını düşünmekteyiz. Sadece ülke ekonomisine değil, aynı zamanda bireysel yatırımcılara da çeşitlilik sağlanarak yeni yatırım alanlarını oluşturulmasını girişim ekosistemi ve ekonomisi sağlamaktadır.
Yukarıda arz ettiğimiz farklı ülkelerin örnekleri ile kıyas yapılarak ve aynı zamanda kanaatimiz doğrultusunda hazırladığımız örnek gibi başkaca şirket kurma senaryolarının oluşturulması gerekmektedir. Böylelikle dijital şirket kurma hususunda her rizikonun göz önüne alınarak çeşitli gruplarla ortak çalışma yürütülmesinin doğru olacağını düşünmekteyiz.
Dünyanın geleneksel şirket yapılarından girişimlere yöneldiği bir dönemde, her ülkenin girişimcilere yönelik çalışmalarının bulunduğu bu zamanda kapsamlı olarak hazırlanan strateji ile eylem planını hazırlayan Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nı tebrik ederiz. 2025 yılına kadar hedefledikleri birçok şey tamamlanabileceğini düşünüyoruz. Kamunun özel sektör olan girişimcilik ekosisteminde doğrudan iç içe bir aktör olmasından ziyade regüle eden ve mevzuat kolaylığı sağlayan bir noktada olması gerektiği kanaatindeyiz. Elbette kamunun yeri ve konumu ile Strateji’nin devamı esnasında ortaya çıkabilecek bürokratik sıkıntıları zaman gösterecektir. Bu zaman içerisinde Bakanlığın bu hususta yayınlayacağı her türlü taslak ve mevzuat planlarına karşılık görüşlerimizi ve eleştirilerimizi sizler ile paylaşacağımızı ve girişimleri ilgilendiren Kamu ya da Özel Sektöre dair her hususta çalışmalara katkıda bulunacağımızı bildiririz.
Saygılarımızla,
Av. Kerim Altıntaş & Stj. Av. Emrecan Çetin